Sorting by

×

Kategorilenmemiş

BÖLÜM 1 Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir ?

BÖLÜM 2 Otizm Spektrum Bozukluğunda Tarama, Tanılama ve
Değerlendirme

BÖLÜM 3 Özel Eğitimde Yasal Düzenlemeler

BÖLÜM 4 Özel Eğitimde Öğretmen Yetiştirme

BÖLÜM 5 Özel Eğitimle İlgili Diğer Hizmetlere Yönelik Personel Yetiştirme

BÖLÜM 6 Otizmde Bilimsel Dayanaklı Uygulamalar

BÖLÜM 7 Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocuklar İçin Eğitim Programları

BÖLÜM 8 Otizmli Bireylerin Toplumsal Hayata Geçişi (Okul Sonrası Yaşam)

BÖLÜM 9 Otizm Spektrum Bozukluğu ve Toplumsal Gelişmeler

BÖLÜM 10 Sonuç ve Öneriler

Bu konularla ilgili yazı önerilerinizi bekliyoruz.

Thomas Armstrong

Yaşamın hangi aşaması en önemlidir? Bazıları, bebeğin beyninin sonraki yaşamının geri kalanını etkileyecek yeni deneyimlere açık olduğu zaman, bebeklik döneminin kilit aşama olduğunu iddia eder.

Diğerleri, fiziksel sağlık zirvede olduğu zaman, özellikle ergenlik çağındaki genci referans olarak kabul eder.

Dünyadaki birçok kültür, geç yetişkinliğe diğerlerinden daha fazla değer veriyor, bu aşamada, insanın sonunda başkalarına yol göstermek için gerekli bilgeliği edindiğini iddia ediyor. Kim haklı?

Meselenin gerçeği, yaşamın her aşamasının, insanlığın refahı için eşit derecede önemli ve gerekli olmasıdır.

Kitabımda İnsan Odyssey: Yaşamın On İki Aşamasında Gezinirken, (The Human Odyssey: Navigating the Twelve Stages of Life) yaşamın her aşamasının dünyaya katkıda bulunmak için kendine özgü bir “armağanı” olduğunu yazdım. İnsan hayatının en derin ihtiyaçlarını gerçekten desteklememiz gerekiyorsa, bu armağanların her birine değer vermeliyiz. İnsan yaşam döngüsünün on iki armağanı dediğim şey:

  1. Doğum Öncesi: Potansiyel – Henüz doğmamış bir çocuk her şey olma potansiyeline sahip olabilir – bir Michelangelo, bir Shakespeare, bir Chopen
  2. Doğum: Umut – Bir çocuk doğduğunda, ebeveynlerine ve diğer bakıcılarına iyimserlik hissi verir; Bu hayatın dünyaya yeni ve özel bir şey getirebileceği duygusunu verir. Bu nedenle, yenidoğan, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için hepimizin içinde beslediğimiz bir umut duygusunu temsil eder.
  3. Bebeklik (0-3 yaş): Canlılık – Bebek yeni bir canlı olarak ve görünüşte sınırsız bir enerji kaynağıdır. Böylece bebekler, insan yaşam döngüsünün ateşini yeni psişik güç kanallarıyla körükleyen insanlığın iç dinamosunu temsil eder.
  4. Erken Çocukluk (3-6 Yaş): Oyuncu – Küçük çocuklar oynarken, dünyayı yeniden yaratırlar. Olanları alıp, dünya tarihinde daha önce hiç görülmemiş bir sanatçı gibi yaşamın yeniden üretimine sokarlar. Dolayısıyla, uygarlık sürecinde meydana gelen her yaratıcı eylemin temelini oluşturan yenilikçilik ve dönüşüm ilkesini benimsiyorlar.
  5. Orta Çocukluk (6-8 yaş): Hayal gücü – Orta çocuk evresinde, içsel bir öznel benlik duygusu ilk kez gelişir ve bu benlik dış dünyadan alınan bilgi ve yaşantılarla kendiliğinden daha da canlanır. Bu hayal gücü, sanatçılar, yazarlar, bilim insanları ve derin bir içsel yaşamı beslediği için gündelik yaşamını yaratıcı şekilde zenginleştiren herkesi daha sonraki yaşamda yaratıcı bir ilham kaynağı olarak görür.
  6. Geç Çocukluk (9-11 Yaş): Yaratıcılık – Daha büyük çocuklar, toplumun kendi üzerlerinde artan baskılarına başa çıkabilmek için muhteşem stratejiler ve yaratıcı çözümler geliştirmelerini sağlayan çok çeşitli sosyal ve teknik beceriler edinirler. Bu ustalık ilkesi, pratik sorunları çözmek ve günlük sorumluluklarla baş etmek için yeni yollar aramamızı sağlar.
  7. Ergenlik (12-20 Yaş): Tutku – Ergenlik, vücutta kendiliğinden değişimiyle ortaya çıkan cinsel, duygusal, kültürel ve / veya manevi tutkusuna yansıtan güçlü bir değişiklik kümesi ortaya çıkarır. Böylece ergenlik tutkusu, yaşamları için en derin içsel gayretleriyle yeniden bağlantı kurmak isteyen herkes için önemli bir mihenk taşıdır.
  8. Erken Yetişkinlik (20-35 Yaş): Girişimci- Genç yetişkinler için, bir ev ve eş bulmak, bir aile ya da arkadaş çevresi kurmak ve / veya iyi bir iş bulmak dahil olmak üzere birçok sorumluluklarını yerine getirmeleri için girişimci olur. Böylece bu girişimcilik ilkesi, dünyaya açılmamız ve kendi geleceğimizin izini sürmemiz gerektiğinde yaşamın herhangi bir aşamasında bize hizmet eder.
  9. Orta yaş (35-50 Yaş): Tefekkür – Toplumun bir hayat yaratma senaryosunu takip eden genç yetişkinlikten uzun yıllar sonra, orta yaştaki insanlar genellikle yaşamlarının daha derin anlamını yansıtmak için dünyevi sorumluluklardan koparlar; yeni anlayışla yeni düşünceler ve olgunlaşmış hisleriyle her yaşta hayatı derinleştirmek ve zenginleştirmek için hepimizin kullanabileceği önemli bir kaynağı temsil eder hale gelirler.
  10. Olgun Yetişkinlik (50-80 Yaş): Yardımseverlik – Olgun yetişkinlik çağındakiler aileleri büyüttüler, kendilerini çalışma hayatlarından sonra gönüllülük, mentorluklar ve diğer hayırseverlik biçimleri yoluyla toplumun iyileştirilmesine katkıda bulunurlar. Tüm insanlık, yardımseverliklerinden yararlanır. Dahası, hepimiz kendimizden başkalarına daha fazla vermeyi öğrenebiliriz.
  11. Geç Yetişkinlik (80+ Yaş): Bilgelik – Uzun ömürlü olanlar, başkalarına rehberlik etmek için kullanabilecekleri zengin bir deneyim deposu edinmiştir. Böylece Büyükler, her birimizin içinde var olan bilgelik kaynağını temsil eder ve yaşamın derslerinden faydalanırken geçmişin hatalarından kaçınmamıza yardımcı olur.
  12. Ölüm ve Ölmek: Hayat – Hayatımızda ölüm ya da ölen kişi, bize yaşamın değerini öğretiyor. Bize hayatın her anını en dolu şekilde yaşamak ve kendi küçük yaşamlarımızın daha büyük bir bütünün parçasını oluşturduğunu hatırlatıyorlar.

Yaşamın her aşaması, insanlığa kendine has bir armağan vermek olduğundan, her aşamayı desteklemek için elimizden gelen her şeyi yapmamız ve her aşamayı, insan yaşam döngüsüne bireysel katkısını azaltan unsurlar ve girişimlerinden korumamız gerekir.

Bu nedenle, örneğin, yüksek kaygıların olduğu akademik desteğin artırılmaya çalışıldığı okul öncesi okullarda küçük bir çocuğun oynama ihtiyacını engelleme girişimlerine karşı dikkatli olmamız gerekir. Yaşlı bilgeliğini yaşlı istismarından korumalıyız. Risk altındaki ergenlere yardım etmek için elimizden geleni yapmalıyız. Yoksul annelerin doğum öncesi eğitim ve hizmetlerini savunmalı ve üçüncü dünya ülkelerinde güvenli ve sağlıklı doğum yöntemlerini desteklemeliyiz. Çevreyi küresel ısınma ve endüstriyel kirleticilerden kurtarmak için yaptığımız gibi, insan yaşam döngüsünü beslemeye yönelik aynı tutumu almalıyız.

Çünkü insan yaşam döngüsünün her aşamasını destekleyerek tüm üyelerine özen gösterilmesini ve tam dereceye kadar çiçek açmaya yardımcı olmasını sağlamalıyız.

Çeviri Kaynak : https://www.institute4learning.com/resources/articles/the-12-stages-of-life/

Süreyya Dedeoğlu – Yrd. Doç. Dr. Gözde Yüksel

Özet
Bu çalışma, otizm alanıyla ilgili YÖK Ulusal Tez Merkezinde indekslenen tezlerin çeşitli değişkenler açısından incelendiği bir içerik analizi çalışmasıdır. Bu amaçla otizm alanı ile ilgili olan ulaşılabilir 100 adet tez incelenmiştir.

Araştırma sonuçları alt problemlere göre düzenlenmiş, frekans ve yüzde tablosu olarak betimsel bir biçimde sunulmuştur. Çalışmanın sonucunda, otizm alanında yapılan tezlerin yarısından fazlasının yüksek lisans tezi olduğu, YÖK Ulusal Tez Merkezi’nde ulaşılabilir en eski tez 1990 yılına ait olduğu, 1990-2016 yılları arasındaki 26 yıllık sürede, otizm alanı ile ilgili en çok tezin 2015 yılında yapıldığı, tezlerin araştırmacının cinsiyetine göre dağılımına bakıldığında büyük çoğunluğu kadın araştırmacıların oluşturduğu, yapılan tezlerin üniversiteler ve illere göre dağılıma bakıldığında, Marmara Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi ile İstanbul, Eskişehir ve Ankara illerinin tezlerin en çok yapıldığı üniversite ve iller olarak ön plana çıktığı, yapıldığı enstitülere göre dağılımına bakıldığında tezlerin büyük bir bölümünün Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yapıldığı, Otizm alanında yapılmış olan tezlerin konuları bakımında en fazla eğitim ve öğretim alanında yapıldığı, ulaşılan tezlerin büyük çoğunluğu “nicel yöntemler” kullanılarak yapılıp, tezlerin büyük çoğunluğunda ” ölçek, gözlem formu, görüşme formu, bilgi formu, test ve veri toplama formu ” veri toplama aracı olarak kullanıldığı, otizm alanı ile ilgili deneysel desen kullanılarak yapılan tezler incelendiğinde “otizmli çocuklar ve otizmli çocuğa sahip ebeveynler” örneklem (çalışma) grubunun çoğunluğunu oluşturduğu belirlenmiştir.

Ülkemizde, çocuklarında otistik bozukluk olan ya da bu riski taşıyan ailelerin eğitime olan gereksinimleri göz önüne alındığında, bu alanda yapılan çalışmalara ne kadar çok ihtiyaç duyulduğu ve bu çalışmaların ne kadar önemli olduğu açıkça görülmektedir. Otistik çocukların, bireysel farklılıklarını dikkate alan öğretim uygulamaların desteklenmesi, yeni araştırmaların yapılması ve sonuçlarının karşılaştırılması, yeni bakış açıları geliştirecek ve literatüre katkı sağlayacaktır.

Anahtar Sözcükler: Otizm, İçerik Analizi, Lisans Üstü Tezler.

CONTENT ANALYSIS STUDY THAT HAS BEEN CONDUCTED ON THESISES RELATED TO FIELD OF AUTISM

Abstract

This is a content analysis study in which thesis related to autism indexed at Council of Higher Education (CHE) National Thesis Center has been examined in terms of different variations. For this reason, one hundred thesis related to autism has been examined. Results of the research have been organized according to sub-problems and have been displayed in a descriptive way in frequency and percentage charts. At the end of the study, it has been determined that more than half of researches about autism are master thesis, the oldest available thesis at CHE National Thesis Center is in the year 1990, during 26 years between 1990-2016 most of thesis studies related to autism was conducted in 2015, in terms of gender of researchers most of the researchers has been women, Marmara University and Anadolu University and İstanbul, Eskişehir and Ankara has come into prominence in terms of cities and universities in which most of the thesis has been conducted, in point of institutes most of

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi
Journal of Research in Education and Teaching Ağustos 2017 Cilt: 6 Sayı: 3 Makale No: 38 ISSN: 2146-9199

the thesis has been carried out at Educational Sciences Institutes, the most of thesis has been done in education from the point of view of topic, most of the thesis that are available has been carried with quantitative analysis, as data collection tools “scale, observation form, interview form, information form, test and data collection form” has been used, in the thesis using experimental design “ autistic children and parents having autistic children” have been the most of the experimental group. When the training requirement of families who have autistic children or have this risk is taken into account, need for studies conducted in this area and importance of these studies are seemed clearly. Supporting education applications concerning individual differences of autistic children, conducting new researches and comparing results are going to bring new perspectives and contribute to the literature.

Keywords: Autism, Content Analysis, Master Thesises.

Araştırmanın Amacı ve Önemi


Otizmin akademik anlamda birçok alana girmesiyle birlikte ülkemizde otizm alanında yapılan tezlerin sayısı her geçen yıl artmaktadır. Bu yönüyle otizm alanında yapılan tezlerin incelenmesi ve sonuçlarının değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda araştırmanın amacını; Otizm alanıyla ilgili YÖK Ulusal Tez Merkezinde indekslenen tezlerin, çeşitli değişkenler açısından incelenmesi oluşturmuştur. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevaplar aranmıştır.
1) Türkiye’de Otizm alanı ile ilgili yapılan tezlerin yayın türlerine göre dağılımı nedir?
2) Türkiye’de Otizm alanı ile ilgili yapılan tezlerin yayın yıllarına göre dağılımı nedir?
3) Türkiye’de Otizm alanı ile ilgili yapılan tezlerin araştırmacı cinsiyetine göre dağılımı nedir?
4) Türkiye’de Otizm alanı ile yapılan tezlerin yürütüldükleri üniversitelere göre dağılımı nedir?
5) Türkiye’de Otizm alanı ile ilgili yapılan tezlerin yürütüldükleri enstitülere göre dağılımı nedir?
6) Türkiye’de Otizm alanı ile ilgili yapılan tezlerin yapıldıkları illere göre dağılımı nedir?
7) Türkiye’de Otizm alanı ile ilgili yapılan tezlerin konularına göre dağılımı nedir?
8) 8.Türkiye’de Otizm alanı ile ilgili yapılan tezlerin araştırma yöntemine göre dağılımları nedir?
9) Türkiye’de Otizm alanı ile ilgili yapılan tezlerin veri toplama aracına göre dağılımı nedir?
10) Türkiye’de Otizm Alanı ile ilgili deneysel desen kullanılarak yapılan tezlerin (örneklem) çalışma grupları nedir?

BULGULAR ve YORUM

Tablo 1:Otizmle ilgili yapılan tezlerin yayın türüne göre dağılımı

Yayın Türü%
Yüksek Lisans6464
Doktora2020
Tıpta uzmanlık1414
Yan Dal Uzmanlık11
Bilim Uzmanlığı Tezi 1
Toplam100 100

Tablo 1’e göre 100 tezin 64’ü Yüksek lisans tezi (%64) , 20’si doktora tezi (%20), 14’ü tıpta uzmanlık tezi (%14), 1’i yan dal uzmanlık tezi (%1), 1’i bilim uzmanlığı tezi (%1)’dir. Bu sonuca göre otizm alanında yapılan tezlerin yarısından fazlasının yüksek lisans tezi olduğu söylenebilir.

Tablo 2: Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Yayın Yıllarına Göre Dağılımı

Tablo 2: Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Yayın Yıllarına Göre Dağılımı

Tablo 2’ye göre incelenen 100 tezin 24’ü (%24) 2015 yılında, 17’si (%17) 2013 yılında, 11’i (%11) 2011 yılında, 11’i (%11) 2014 yılında yapılmıştır. 1990-2016 yılları arasındaki 26 yıllık sürede, otizm alanı ile ilgili en çok tezin 2015 yılında yapıldığı görülmektedir.

Tablo 3 Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Araştırmacının Cinsiyetine Göre Dağılımı

Araştırmacının CinsiyetiF %
Erkek3434 
Kadın6666
Toplam100100

Tablo 3’e göre incelenen 100 tezin 34’ü (%34) erkek araştırmacılar tarafından, 66’sı (%66) kadın araştırmacılar tarafından yapılmıştır. Bu sonuca göre kadın araştırmacıların erkek araştırmacılara göre otizm alanına daha fazla ilgi gösterdikleri söylenebilir.

Tablo 4: Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Üniversitelere Göre Dağılımı

Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Üniversitelere Göre Dağılımı

Tablo 4’e göre tezlerin 27’si (%27) Anadolu Üniversitesi’nde, 13’ü (%13) Marmara Üniversitesi’nde yapılmıştır. Bu sonuca göre otizm alanıyla ilgili yapılan tezlerin üçte birinden fazlasının bu iki üniversitede yapıldığı görülmektedir.

Tablo 5: Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Enstitülere Göre Dağılımı

Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Enstitülere Göre Dağılımı

Tablo 5’e göre tezlerin 46’sı (%46) Eğitim Bilimleri Enstitülerinde, 23’ü (%23) Sosyal Bilimler Enstitülerinde, 16’sı (%16) Tıp Fakültelerinde, 11’i (%11) Sağlık Bilimleri Enstitülerinde,1’i (%1) İletişim Fakültesinde,1’i (%1) Fen Bilimleri Enstitüsüne, 1’i (%1) Güzel Sanatlar Enstitüsünde yapıldığı görülmektedir.

Tablo 6: Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin İllere Göre Dağılımı

Tablo 6’ya göre tezlerin 29’u (%29) İstanbul, 27’si (%27) Eskişehir, 12’si (%12) Ankara’da yapılmıştır. Bu sonuca göre otizm alanıyla ilgili tezlerin % 68 ‘inin bu üç şehirde yapıldığı görülmektedir.

Tablo 7: Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Konulara Göre Dağılımı

Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Konulara Göre Dağılımı

Tablo 7’ye göre konular 10 başlık altında toplanmıştır. En fazla çalışmanın yapıldığı konular sırayla şu şekildedir; Eğitim ve Öğretim (%61), Psikiyatri (%10), Genetik (%), Psikoloji (%8), Genetik (%7), Çocuk Sağlığı (%4), Spor (%4), Dil Bilimi(%3).Tablo 7’deki sonuçlara göre otizm alanıyla ilgili tezlerin büyük çoğunluğunun Eğitim ve Öğretim alanında yapıldığı görülmektedir.

Tablo 8: Otizmle İlgili Yapılan Tezlerin Araştırma Yöntemine Göre Dağılımı

Tablo 8’e göre tezlerin 74’ü (%74) nicel araştırma yöntemi, 17’si (%17) nitel araştırma yöntemi, 9’u (%9) hem nicel hem de nitel araştırma yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Bu sonuca göre otizm alanıyla ilgili tezlerin %70’ten fazlasının nicel araştırma yöntemlerinin kullanılarak yapıldığı görülmektedir.

Tablo 9: Otizmle İlgili Yapılan Tezlerde Kullanılan Veri Toplama Araçlarının Yüzdelik Dağılımı

Tablo 9’a göre tezlerde 40 (%22,59) ölçek, 18 (%10,16) gözlem formu, 18 (%10,16) görüşme formu, 18 (%10,16) bilgi formu, 16 (%9,03) test, 16 (%9,03) veri toplama formu, 12 (%6,77) video analizi, 9(%5,08) değerlendirme formu, 9(%5,08) tıbbi test, 9 (%5,08) anket, 7(%3,95) doküman analizi, 1 (%0,56) süre kaydı tekniği, 1 (%0,56) ses kaydı, 1 (%0,56) kontrol formları, 1 (%0,56) olay kaydı formları, 1 (%0,56) performans formları veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Bu verilere göre otizm alanıyla ilgili yapılan tezlerin büyük çoğunluğunda ( %71,13) veri toplama aracı olarak ölçek, gözlem formu, görüşme formu, bilgi formu, test ve veri toplama formu kullanılmıştır.

Tablo 10: Otizmle Alanı İle İlgili Deneysel Desen Kullanılarak Yapılan Tezlerin Örneklem (Çalışma ) Grubuna Göre Dağılımı

Tablo 10’a göre tezlerin örneklem (çalışma) gruplarının 59’unu (%41,54)
(%11,26) otizmli çocuğa sahip ebeveyn, 13’ünü (%9,15) normal gelişimli çocuk, 11’ini (%7,74) otizmli hastalar, oluşturmaktadır. Bu sonuca göre otizm alanı ile ilgili deneysel desen kullanılarak yapılan tezlerin örneklem (çalışma) gruplarının yarısından fazlasını (%69,69) otizmli çocuklar ve otizmli çocuğa sahip ebeveynler oluşturmaktadır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu çalışma, otizm alanıyla ilgili YÖK Ulusal Tez Merkezinde indekslenen tezlerin, çeşitli değişkenler açısından incelenmesi üzerine bir içerik analizi çalışmasıdır.
Araştırmanın bu bölümünde elde edilen bulgulara dayalı olarak ulaşılan sonuçlar belirtilmiş ve bu sonuçlara ilişkin olarak bazı öneriler sunulmuştur

Araştırmada;

  1. Araştırmada otizm alanında yapılan 100 tezin % 64’lük bölümü yüksek lisans tezi olduğu,
  2. YÖK Ulusal Tez Merkezi’nde ulaşılabilir en eski tez 1990 yılına aittir.1990-2016 yılları arasındaki 26yıllık sürede, otizm alanı ile ilgili en çok tezin 2015 yılında yapıldığı,
  3. Otizm alanında yapılan tezlerin araştırmacının cinsiyetine göre dağılımına bakıldığında büyük çoğunluğu kadın araştırmacılar oluşturduğu ve bu sonuca göre kadın araştırmacıların erkek araştırmacılara göre otizm alanına daha fazla ilgi gösterdiği,
  4. Otizm alanında yapılan tezlerin üniversiteler ve illere göre dağılıma bakıldığında, Marmara Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi ile İstanbul, Ankara ve Eskişehir illerinin tezlerin en çok yapıldığı üniversite ve iller olarak ön plana çıktığı,
  5. Tezlerin, yapıldığı enstitülere göre dağılımına bakıldığında, otizm alanıyla ilgili yapılan tezlerin büyük bir bölümünün Eğitim Bilimleri Enstitüsünde yapıldığı,
  6. Otizm alanında yapılmış olan tezlerin konuları bakımında en fazla eğitim ve öğretim alanında yapıldığı,
  7. Ulaşılan tezlerin büyük çoğunluğu “”nicel yöntemler” kullanılarak yapılıp, tezlerin büyük çoğunluğunda ( %71,13) veri toplama aracı olarak “ölçek, gözlem formu, görüşme formu, bilgi formu, test ve veri toplama formu ” veri toplama aracı olarak kullanıldığı,
  8. Otizm alanı ile ilgili deneysel desen kullanılarak yapılan tezler incelendiğinde ” otizmli çocuklar ve otizmli çocuğa sahip ebeveynler ” örneklem (çalışma) grubunun yarısından fazlasını (%69,69) oluşturduğu sonuçlarına varılmıştır

Öneriler

Araştırmada, tezlerin yapıldığı enstitülere göre dağılımına bakıldığında, otizm alanıyla ilgili yapılan tezlerin büyük bir bölümünün Eğitim Bilimleri Enstitüsünde yapıldığı görülmektedir. Tıp alanında yapılan çalışmalar ve Eğitim Bilimleri Enstitüsünde yapılan çalışmaların yüzdelerine bakıldığında çıkan sonuçların bu alanda yapılan çalışmalara ne kadar çok ihtiyaç duyulduğunu açıkça göstermektedir.

Ülkemizde, çocuklarında otistik bozukluk olan ya da bu riski taşıyan ailelerin eğitime olan gereksinimleri göz önüne alındığında, bu alanda yapılan çalışmalara ne kadar çok ihtiyaç duyulduğu ve bu çalışmaların ne kadar önemli olduğu açıkça görülmektedir. Bu araştırmadan yola çıkarak yeni çalışmaların bu yönde üretilmesi ve ilerletilmesi önerilmektedir.

Otistik çocukların, bireysel farklılıklarını dikkate alan öğretim uygulamaların desteklenmesi, yeni araştırmaların yapılması ve sonuçlarının karşılaştırılması, yeni bakış açıları geliştirecek ve literatüre katkı sağlayacaktır. ”

Tam Metin :

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi
Journal of Research in Education and Teaching Ağustos 2017 Cilt: 6 Sayı: 3 Makale No: 38 ISSN: 2146-9199

http://www.jret.org/FileUpload/ks281142/File/38.sureyya_dedeoglu.pdf

Editör: M. Engin DENİZ

Bu kitap kendi alanında bir ilk olarak ortaya çıkmıştır. Erken Çocukluk Döne- minde Gelişim Kitabı Eğitim fakültelerinin Okulöncesi öğretmenliği programları, gelişim psikolojisi dersleri, Meslek yüksekokullarının Çocuk gelişimi bölümleri- nin yararlanabileceği bir ders kitabı olmasının yanı sıra bütün meslek yaşamları boyunca öğretmenlerin yararlanacakları bir başvuru kaynak kitabı niteliğindedir.

Özellikle erken çocukluk döneminde öğrenciyi gelişim alanlarıyla tanıyan, ilgi ve yeteneklerini keşfeden ve çocuğun bu yönde gelişmesi için ortam hazırla- yan öğretmen hem bireyin, hem toplumun hem de insanlığın ilerlemesine katkı sağlamış olacaktır.

Bölümler ve Yazarları

Editör: Prof. Dr. M. Engin Deniz

1. Bölüm: Erken Çocuklukta Bilişsel GelişimProf. Dr. Emel ARSLAN Necmettin Erbakan Üniversitesi

2. Bölüm: Dil Gelişimi
Prof. Dr. Songül TÜMKAYA Çukurova Üniversitesi

3. Bölüm: Fiziksel Gelişim
Doç. Dr. Kezban TEPELİ Selçuk Üniversitesi

4. Bölüm: Motor (Hareket) Gelişim Doç. Dr. Kezban TEPELİ Selçuk Üniversitesi

5. Bölüm: Sosyal Gelişim
Doç. Dr. Maide ORÇAN Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

6. Bölüm: Duygusal Gelişim
Dr. Öğr. Üyesi Şule ERDEN Çukurova Üniversitesi

7. Bölüm: Kişilik Gelişimi
Öğr. Gör. Emine İNCİ Adnan Menderes Üniversitesi

8. Bölüm: Ahlak Gelişimi
Doç. Dr. Özkan ÖZGÜN Çukurova Üniversitesi

9. Bölüm: Cinsel Gelişim
Öğr. Gör. Mehmet Taki YILMAZ Sinop Üniversitesi

10. Bölüm: Erken Çocuklukta Özel Eğitim
Prof. Dr. S. Sunay YILDIRIM DOĞRU Dokuz Eylül Üniversitesi

11. Bölüm: Çocukta Oyun Gelişimi ve YaratıcılıkDoç. Dr. Şafak ÖZTÜRK AYNAL Celal Bayar Üniversitesi

Kitabı Satın Almak İçin :

https://www.pegem.net/kitabevi/212612-Erken-Cocukluk-Doneminde-Gelisim-kitabi.aspx

Kaynak : https://www.pegem.net/dosyalar/dokuman/2112018130727Pages%20from%20BASKI.%20Erken%20Çocukluk%20Döneminde%20Gelişim%209.%20Baskı.pdf