Sorting by

×

Thomas Armstrong

Her çocuk bir dahidir. Bu, her çocuğun Picasso gibi resim yapabileceği, Mozart gibi beste edebileceği veya bir IQ testinde 150 puan alabileceği anlamına gelmez.

Esasen, dahinin asıl anlamı her çocuğun içinde bulunan “sevme ve ilgi kapasitesinin ortaya çıkarılması” dır. Her çocuk bu kapasite ile doğar. Her çocuk, merak, huzur, kendiliğindenlik, canlılık, esneklik ve neşeli bir varlığın diğer birçok özelliği ile hayat bulur. Bir bebeğin bir yetişkine nazaran iki kat daha fazla beyin bağlantı potansiyeli vardır.

Küçük çocuk, resmi talimatlar olmadan karmaşık bir sembol sistemini (kendi anadilini) yönetir. Küçük çocuklar mükemmel bir hayal gücüne, yaratıcı fikirlere ve hassas kişiliğe sahiptir. Bu gençlik özellikleri, evrimsel bir bakış açısına göre oldukça değerlidir: türler ne kadar evrilirse, gençlik özelliklerini yetişkinliğe o kadar fazla taşır (“neotoni” veya “gençliği elinde tutma” olarak adlandırılan bir süreç).

Eğitimciler ve ebeveynler olarak, çocukların yetişkinlik dönemlerinde olgunlaşırken bu deha özelliklerini korumaya yardımcı olmamız şarttır, bu kapasiteler inanılmaz bir değişim anında daha geniş kültür için kullanılabilir hale getirilebilir.

Ne yazık ki, ev, okul ve daha geniş bir kültür içinde, çocuklarda bu dahi özellikleri bastırmaya çabalayan unsurlar var. Birçok çocuk deha niteliği üzerine aktif bir baskı uygulayan ev. ve çevre koşulları içinde büyüyor. Yoksulluk, depresyon ve anksiyete gibi evdeki faktörler, baskı, nefret ve korkuya dayanan sert ideolojiler, çocukluktaki eğlenceli, yaratıcı ve merak gibi deha özelliklerin yaratıcı şekle dönüşmesini engelliyor.

Okullar ayrıca, sınavlar, çeşitli ölçüm araçları ve test etme (yaratıcılık yargı atmosferi içinde gelişemez), çocukları öğrenme engelli veya DEHB olarak etiketleme, sıkıcı öğretmenler ve düzenli müfredatla etiketleyerek çocukluk dehasına daha bir kendiliğinden baskı oluşuyor. Binlerce çocuk ev, okul ortamından erken bir şekilde soğuyor ve gündelik yaşamında daha başka olumsuz alternatif yaşam becerilerine yöneliyor.

Son olarak, geniş kültür, özellikle kitle iletişim araçları, sürekli şiddet, sıradanlık ve yanlış ünlü rol modelleri ile çocuklarımızdaki dehaları bastırılıyor.

İyi haber şu ki, çocukların doğal dehalarını yeniden farketmelerine yardımcı olmak için bir öğretmen veya ebeveynin yapabileceği çok şey var.

Birincisi ve en önemlisi, yetişkinlerin kendi doğal dehalarını yeniden canlandırması gerekir – yetişkinler kendi yaratıcılıklarının, canlılıklarının, eğlencelerinin ve meraklarının kaynakçılarını kendi içinde bulurlar. Çocuklar, meraklı ve yaratıcı yetişkinlerle çevrilendiğinde, kendi iç dehalarını harekete geçirmekte daha çok fırsata sahip olabilirler.

İkinci olarak, yetişkinlerin çocukların dehasını harekete geçirmek için basit aktiviteler sağlamaları gerekir. Bu bir hikaye kadar basit bir şey olabileceği gibi, bir oyuncak (Einstein basit bir manyetik pusulanın dört yaşında öğrenme sevgisini uyandırdığını söyler), özel bir yere gitme veya bir soru, bir çocuğun öğrenme kapılarını, öğrenme sevgisine açabilir.

Üçüncüsü, çocukların eleştiri, karşılaştırma ve başarılı olmak için baskıdan uzak bir ortamda öğrenebilecekleri ev veya okul daha “samimi” bir atmosfer yaratılabilir. Her çocuğa, dünyada harika şeyler yapabilen, doğanın yarattığı en eşsiz bir armağanı gibi davranın.

Son olarak, her çocuğun başka bir çocuktan tamamen farklı bir şekilde bir dahi olacağını anlayın. Standart I.Q’yu unutun. Dehanın anlamı ve çocukların kendi şartlarında başarılı olmalarına yardımcı olmak için çoklu zeka kuramı gibi modeller kullanın.

Her çocuğun doğal dehasını uyandırmak için bu basit kuralları izleyerek, çocuklarınızın refahına ve bir gün miras alacakları dünyaya ölçülemez biçimde katkıda bulunacaksınız.

Kaynak : https://www.institute4learning.com/resources/articles/the-natural-genius-of-children/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir