Hepimizin kafatasında bulunan bu makine, bana Woody Allen’ın kafatasınızın içindeki en iyi şey nedir diye sorduğu bir yorumdaki aforizmasını hatırlatıyor. Ve o, bu makinedir. Ve bu makine, değişmek için yapılanmıştır. Bu tamamen değişimle ilgili. Bu bize, bugün yapamadığımız şeyleri yarın yapma, dün yapamadığımız şeyleri bugün yapma becerisini bahşeder. Ve elbette bebek doğduğunda aptaldır.
En son bir bebekle aynı ortamda olduğunuzda — bu benim torunum Mitra için de geçerli. Muhteşem değil mi? (Gülüşmeler) Fakat yine de, yuvasından çıktığında aylar boyunca beyninin ana rahmindeki deneyimlerine dayalı gelişimi içinde ilerliyordu. Yine de çok sınırlı becerileri vardı, aynen doğal doğum dönemindeki her bebeğin olduğu gibi. Eğer algısal becerilerini tahlil etmek isteseydik, bunlar ham olurlardı. Gerçek anlamda sürmekte olan bir düşüncenin varlığına dair bir gösterge yok. Aslında, çok küçük bir bebekte, herhangi bir bilişsel becerinin varlığına dair çok az kanıt vardır. Bebekler çok fazla tepki vermezler. Aslında araçta biri olduğuna dair pek de fazla belirti yoktur. (Gülüşmeler) Ve hareketlerini, sadece çok ilkel bir biçimde ve çok sınırlı bir biçimde kontrol edebilirler.
Bu bebeğin, istemli bir kontrol dahilinde, bir objeye ulaşmak ve yakalamak kadar basit bir şeyi yapmasından ve bunu, genellikle ağzına, götürebilmesinden önce aylar geçecektir. Ve bir kaç ay öncesinden itibaren, dünyada dönüşebileceğimiz o büyülü noktaya varmadan önce, ilk kıpırdanmalardan yuvarlanmaya, oturmaya, emeklemeye, ayakta durmaya, yürümeye kadar evrimin istikrarlı gelişimini görürüz. Hal böyleyken, beyinde ileri doğru baktığımızda gerçekten dikkat çekici bir ilerleme görürüz. Bu yaşa kadar beyin, gerçekten depolayabilir. Beyin, dünyadaki binlerce, on binlerce obje, eylem ve bunlar arasındaki ilişkinin anlamını depolar, kaydeder, ve bunları hızla geri getirir. Bu ilişkiler, aslında yüz binlerce, milyonlarca potansiyel biçimde kurulabilir. Bu yaşa kadar beyin, son derece işlenmiş kavramsal becerileri kontrol eder. Ve gerçekte, bilişsel becerilerin büyüyen repertuvarına sahiptir. Bu beyin, aynen düşünen bir makine gibidir. Ve bu yaşa kadar, kesinlikle şüphe yok ki, araçta biri var. Ve aslında bu yaşta, önemli ölçüde kendi gelişimini kontrol ediyor. Ve bu yaşa kadar, hareketleri kontrol etme kapasitesinde dikkat çekici bir evrim görüyoruz.
Şimdi hareket, hareketlerin gerçekten eş zamanlı biçimde, karmaşık bir sıralamada, karmaşık yollarla kontrol edildiği bir noktaya ilerlemekte, örneğin; futbol gibi karmaşık bir oyun oynamanın gerektirdiğine benzer biçimde. Şimdi bu çocuk bir futbol topunu başının üstünde zıplatabilir. Ve bu çocuğun geldiği, Sao Paulo, Brazilya’da onun yaşındaki çocukların yaklaşık %40’ı bu beceriye sahip. Çıkıp Monterey’deki topluluğa gidebilirdiniz ve bu beceriye sahip bir çocuk bulmakta zorlanırdınız. Ve eğer bulsaydınız da, o muhtemelen Sao Paulo’lu olurdu. (Gülüşmeler)
Tüm bunlar, bireysel beceri ve yeteneklerimiz büyük ölçüde çevremiz tarafından şekillendirilir demenin bir başka yoludur. Bu çevre, beynimizin başa çıktığı şeye çağdaş kültürümüze doğru uzanır. Çünkü kişisel evrimimizde yaptığımız, kendi bireysel tarihimize özel, geniş bir belirli beceriler ve yetenekler repertuvarı oluşturmaktır. Ve aslında onlar, insanoğlunda mükemmel bir farklılaşmayla sonuçlanırlar. Aslında ikimizin hiç de aynı olmaması gibi. Her birimiz, plastisiteden, bu gerçekten fevkalade uyarlanabilir makineden gelen, farklı bir takım edinilmiş beceri ve yeteneklere sahibiz. Bir yetişkin beyninde elbette, bizleri eylemde bulunan, hareket eden, düşünen yaratıklar olarak tanımlayan ve hafızamızdan az çok otomatik olarak yürütebildiğimiz geniş bir ustalıklı beceri ve yetenekler repertuvarı oluşturuyoruz.
Şimdi biz, inek öğrenciler, üniversite laboratuvarında çalışan bilim adamları olarak bunu, sıçan ya da maymun gibi hayvan beyinleriyle veya yeryüzündeki en tuhaf formlardan biri olan, özellikle bu meraklı yaratıkla, onları yeni beceri ve yetenekler öğrenmeyle bir araya getirerek çalışıyoruz. Ve yeni beceri ve yetenekler edinilirken ortaya çıkan değişiklikleri izlemeye çalışıyoruz. Aslında bunu, bu farklı türlerde her yaştaki bireylerle yapıyoruz. Yani bebeklikten yetişkinliğe ve yaşlılığa kadar. Böylece yeni bir beceri ya da yeteneği edinen bir sıçanla çalışabiliriz -ki bu örneğin; ön ayağını belirli tutma davranışlarında ustalık kazanmak için kullanan sıçanı da içerir. Aynen bir çocuğu ve çocukların yeni alt beceriler edinme yeteneklerini ya da okuma becerisinde ustalaşmak gibi genel bir beceriyi inceleyebileceğimiz gibi. Ya da müzikal performansa uygulanan performansın mekanik yasalarını uygulamayla veya müzik notalarını okumayla ilgili olabilen bir takım karmaşık becerilerde ustalaşmış daha yaşlı bireylere bakabilirsiniz.
Bu çalışmalardan beynin elastik tarihinin iki büyük dönemini tanımladık. İlk dönem yaygın olarak “Kritik Periyot” olarak adlandırılır. Ve bu, beynin başlangıç biçiminde, temel işleme mekanizmasında kurulduğu periyottur. Bu aslında öğrenmenin kendiliğinden olmadığı, beynin mekanizmasının başlangıçtaki farklılaşmasını güdüleyen önemli değişikliklerin periyodudur. Örneğin; ses alanında bu, sese maruz kalmaktır. Ve aslında beyin, içinde büyüdüğü ses çevresinin eline kalmıştır. Yani örneğin; ben anlamsız, sözsüz seslerin olduğu bir çevrede bir hayvan büyütebilirim. Benim oluşturduğum bir ses repertuvarı. Sadece maruz bırakmak suretiyle yaptığım, hayvan ve genç beyni için yapay olarak önemli. Ve gördüğüm, hayvanın beyninin proses etme becerisinin sınırları içinde sesi düzenli bir biçimde temsil etmek için ideal formda bu sesin ilk prosesini kurduğudur. Bu ses, hayvan için değerli olmak zorunda değil. Bu hayvanı, bir çocuğun anadilinin seslerini taklit eden sesler gibi varsayımsal olarak değerli bir şeyin içinde büyütebilirim. Ve aslında beynin özelleşmiş bir işlemci geliştirdiğini görebilirim. Bu karmaşık dizi için, bir sesler repertuvarı için özelleşmiş. Bu aslında çok boyutlu nöronal temsil şartlarında onların temsilinin ayrılığını büyütür.
Ya da hayvanı tamamen anlamsız ve tahrip edici seslere maruz bırakabilirim. Bir hayvanı, bir bebeği sürekli bir gürültünün varlığıyla, gürültülü bir tavan vantilatörünün altında büyütmeye eşdeğer koşullarda yetiştirebilirim. Ve bunu yaptığımda, aslında beyni bu anlamsız sesin usta bir işlemcisi olmak üzere özelleştiririm. Ve sonuç olarak, bunun herhangi bir anlamlı sesi temsil etme becerisi karşısında hayal kırıklığına uğrarım. Bebekliğin erken dönemlerindeki böyle şeyler gerçek bebeklerde olur. Ve bunlar, örneğin; her normal gelişen bebekte dile özel bir işlemcinin güzel evrimine bir açıklama getirirler. Ve ayrıca ilerleyen yaşlarında, sonuç olarak dil becerilerinde daha sınırlı olan, önemli miktarda bir çocuk nüfusundaki kusurlu prosesin gelişimi için de açıklama getirirler.
Şimdi esnekliğin bu erken döneminde, beyin, aslında bir öğrenme bağlamının dışında değişir. Ne duyduğuma dikkat etmek zorunda değilim. Girdi gerçekten anlamlı olmak zorunda değil. Davranışsal bir bağlamda olmak zorunda değilim. Böyle olması gereklidir çünkü beyin prosesini; farklılık göstererek davranabilsin diye, seçici olarak davranabilsin diye, bunu giyen, bunu taşıyan yaratık bunun üzerinde seçici bir biçimde işlem yürütebilsin, diye kurar. Yaşamın bir sonraki büyük döneminde -ki yaşamın çoğunda sürer, beyin, geniş bir beceri ve yetenekler repertuvarına hükmederken, aslında mekanizmasını geliştirir. Ve yaşamın ilk yılının sonlarından ölüme kadar genişleyen bu dönemde aslında bunu davranışsal kontrol altında yapar. Ve bu, beynin beyne gelen girdinin önemini tanımlamak için stratejileri olduğunu söylemenin bir başka biçimidir. Ve belirli bir dikkat kontrolü altında bir beceriden bir diğer beceriye, bir yetenekten bir diğerine odaklanır. Bu, davranıştaki amacın başarılıp başarılmadığının, ya da davranışın bir ödül alıp almadığının fonksiyonudur. Aslında çok güçlüdür. Esneklik için, beyindeki değişiklikler için bu yaşam boyu kapasite güçlü bir şekilde ifade edilir. Bu, bizim bir bireyden diğerine gerçek faklılaşmamızın temelidir. Belirli bir beceriyle meşgul bir hayvanın beynine yukarıdan bakabilir ve çeşitli düzeylerde bu değişikliğe tanık olabilir ya da belgeleyebilirsiniz.
Öyleyse, işte çok basit bir deney. Bu aslında yaklaşık beş yıl önce Marsilya’daki Provence Üniversitesi’nden bilim adamlarıyla işbirliği içinde yapıldı. Bu, bir çocuğun bir kaşığı tutmayı ya da kullanmayı öğrenmesine eşdeğer zorlukta, bir maymunun bir aleti kullanmasını içeren bir görevde eğitildiği çok basit bir deney. Aslında maymun, yaklaşık 700 uygulama denemesinde görevde ustalaştı. Maymun başlangıçta görevde hiç bir performans sergileyemedi. Başarı oranı yaklaşık sekiz denemede birdi. Bu denemeler özenle yapılmıştı. Her bir girişim diğerinden önemli derecede farklıydı. Ama maymun yavaş yavaş bir strateji geliştirdi. Ve yaklaşık 700 deneme sonra maymun bunu kusursuz bir biçimde yapıyor ve asla başarısız olmuyor. Bu aletle yiyeceği geri getirmede her defasında başarılı oluyor. Bu noktada, görev gayet güzel kalıplaşmış bir biçimde sergilenir. Denemeden denemeye, çok güzel düzenlenmiş ve çokça tekrarlanmış.
Yukarıdan maymunun beynini izleyebiliriz. Ve biçiminin bozulduğunu görürüz. Bu değişiklikleri, zaman içinde böyle pek çok davranışta izleyebiliriz ve izledik. Ve işte burada, maymunun elindeki deri yüzeyinin haritasına yansıyan bozulmayı görüyoruz. Şimdi bu beyin yüzeyinden aşağı doğru inen bir harita. Çok incelikli hazırlanmış bir deneyde, yanıtları bir konumdan diğerine, nöronların yanıtlarının çok detaylı bir yanıt haritasında yeniden yapılandırdık. Burada elin beyinde nasıl temsil edildiğini görüyoruz. Aslında bu haritayı egzersizle bozduk. Ve bu pembeyle gösteriliyor. Burada daha geniş olan bir çift parmak ucu yüzeyimiz var. Bunlar, maymunun aletle oynamak için kullandığı yüzeyler. Maymunun korteksindeki yanıtların seçiciliğine bakarsak maymunun aslında kullanılan parmak uçlarının deriden gelen girdiyi temsil eden filtre özelliklerinin değiştiğini görürüz. Bir başka deyişle, vücut derisi yüzeyinin bu en düzenli kortikal bölgelerinde parmak uçlarının hala tek, basit bir temsili var. Maymununkiler de aynen sizinkiler gibi. Hal böyleyken, bu şimdi ciddi anlamda ince noktacıklar olarak temsil edilir. Maymun bu yüzeylerden daha detaylı bilgi alıyor. Ve bu, belki sizin tarafınızdan bilinmeksizin, beklenmeksizin, bir beceri ya da yeteneğin edinilmesinin parçası.
Şimdi aslında bu görevi öğrenen maymunun beyninde çok sayıda farklı kortikal bölgeye bakıyoruz. Ve bunların her biri beceri ve yeteneğe özel yollarla değişir. Yani örneğin; maymunun duruşunu kontrol eden girdiyi temsil eden kortikal bölgeye bakabiliriz. Davranış ve benzeri şeyler için gerekli hareket dizileri ve belirli hareketleri kontrol eden kortikal bölgelere bakıyoruz. Bunların tümü yeniden modelleniyor. Hepsi eldeki görev için özelleşiyor. Bunun gibi basit bir beceriyi öğrendiğinizde spesifik olarak değişen 15 ya da 20 kortikal bölge vardır. Ve bu beyninizde gerçekten devasa bir değişikliği temsil eder. Bu, beyninizde on milyonlarca, belki yüz milyonlarca nöronun yanıtlarının düzenli biçimde değişmesini temsil eder. Bu beyninizdeki yüz milyonlarca, belki milyarlarca sinaptik bağlantının değişimini temsil eder. Bu, fiziksel değişiklik ile yapılandırılır. Ve oluşan yapılanmanın düzeyi devasadır. Bir çocuğun beyninde, genel anlamda hareket davranış becerilerinin edinimi yoluyla oluşan değişiklikleri düşünün. Ya da ana dil becerilerini edinirken. Değişiklikler çok büyüktür.
Bunların tümü beyin için önemli olan şeylerin seçici temsilleri ile ilgilidir. Çünkü beynin yaşamının çoğunda bu, davranışsal bağlamın kontrolü altındadır. Bu, neye dikkat ettiğinizdir. Bu, sizin için neyin ödüllendirici olduğudur. Bu, beynin kendisinin sizin için neyi pozitif ve önemli saydığıdır. Bunların tümü kortikal proses ve önbeyin özelleşmesi ile ilgilidir. Ve bu, sizin özelleşmenizin altında yatandır. Bu yüzden siz, pek çok beceri ve yetenekte eşsiz bir uzmansınız. Beyni, detay bazında fiziksel olarak, 100 yıl önceki bir bireyin beyninden çok daha farklı olan bir uzmansınız. 1,000 yıl önceki ortalama bir bireyin beyninden detay bazında muazzam biçimde farklı. Şimdi, bu değişiklik sürecinin özelliklerinden biri, bilginin daima zaman ve bağlamla eşzamanlı oluşan diğer girdi ve bilgilerle ilişkili olmasıdır. Çünkü beyin, küçük anlarla ilintili ve süregiden zamanın kısa anlarında birbirleriyle ilişkili şeylerin temsillerini oluşturur. Beyin temporal kortekste tüm bilgileri kaydeder ve tüm değişiklikleri yürütür. Şimdi, beyninizde oluşan en güçlü koşul, karşı konulmaz biçimde sizsiniz. Geçmişinizde, zaman içinde alıcısı, aktörü, düşüneni, harekete geçireni olarak kendinizle ilgili milyarlarca olay olur. Milyarlarca kez sizi daima alıcı olarak ilişkilendiren vücudunuzun yüzeyinden minik duyusal parçacıklar gelir ve bu sizin ta kendiniz olarak sonuçlanır. Siz yapılandırıldınız; benliğiniz, bu milyarlarca olaydan yapılandırıldı. Bu yapılandırılmıştır. Bu, sizin beyninizde yaratıldı. Ve bu beyinde fiziksel bir değişiklik aracılığıyla yaratıldı. Bireysel formda sonuçlanan müthiş biçimde yapılandırılmış bir şeydir çünkü her birimiz çok farklı geçmişlere sahibiz. Ve bizleri benliğin ve kişiliğin muazzam farklılaşmasına yönlendiren çok farklı deneyimlere.
Bu araştırmayı sadece normal bir kişinin nasıl geliştiğini ve beceri ve yeteneklerini nasıl hazırladığını anlamak için değil, aynı zamanda bir çocuğun ya da yetişkinin kapasitesini sınırlandırabilecek bozuklukların, farklılık ya da varyasyonların kökenlerini anlamayı denemek için kullanıyoruz. Bir çocuğun dilin alıcısı, kullanıcısı ve sonrasında okuyucusu olarak ustalığını artıran mekanizmadaki düzeltmeleri yürütmek üzere beynin plastisitesine dayalı bir yaklaşımı tasarlamak için bu stratejilerin kullanılması hakkında konuşacağım. Ve aslında bu beyin biliminin kullanımını içeren deneyler hakkında konuşacağım. İlk olarak, bizler yaşlandıkça fonksiyon kaybına nasıl yardım ettiğini anlamak üzere. Ardından bunu hedefe yönelik bir yaklaşımla kullanarak ilerleyen yaşta fonksiyonları iyileştirmek için mekanizmayı ayırt etmeye çalışacağız.
Evet, hakkında konuşacağım ilk örnek, öğrenme bozuklukları olan çocuklarla ilgili. Şu anda, erken dil bozuklukları olan ve okumayı öğrenmeye uğraşan çocukların çoğunluğunda ortaya çıkan temel problemin, kusurlu biçimde yaratılan dil işlemcileri olduğunu gösteren geniş bir literatüre sahibiz. Ve kusurlu biçimde büyümesinin sebebi, bebek beyninin yaşamının erken döneminde makine prosesinin gürültülü olmasıdır. Bu kadar basit. Bu, gürültü problemine işaret eder. Tamam mı? Ve buna yardımcı olan pek çok şey vardır. makine prosesini daha gürültülü yapabilen doğuştan gelen sayısız kusur vardır. Gürültü probleminin kulaklar aracılığıyla sağlanan dünyadaki bilgiye de dayalı olabileceğini söyleyebilirim.
Eğer varsa, izleyiciler arasında daha yaşlı olanlar bilirler ki, ben çocukken, yarık damaklı doğan çocukların zeka geriliği ile doğduğunu anlardık. Bilişsel olarak yavaş olacaklarını bilirdik. Normal dil becerilerini geliştirmeyi öğrenmek için uğraşacaklarını bilirdik. Ve okumayı öğrenmek için uğraşacaklarını bilirdik. Çoğu entelektüel ve akademik olarak başarısız olacaktı. Bu yok oldu. Artık geçerli değil. Bu kalıtımsal güçsüzlük, bu kalıtımsal koşul buharlaşıp yok oldu. Artık bunun hakkında bir şey duymuyoruz. Bu nereye gitti? Evet, 35 yıl önce Hollandalı bir cerrah tarafından anlaşıldı ki; eğer problemi yeterince erken düzeltirseniz, yani hala başlangıçtaki elastik periyottayken beyin mekanizmayı yeterince kurabilir, bu başlangıç kurulum zamanındaki kritik periyotta bunların hiçbiri olmaz. Bunu düzeltmek için yarık damak üzerinde çalışarak ne yapıyorsunuz? Temel olarak, orta kulakları tamamen dolduran sıvıyı süzen tüpleri açıyorsunuz. Çocuğun duyduğu düzeltilmemiş her ses boğuktur. Bozulmuştur. Böyle bir durumda çocuğun ana dili İngilizce değildir. Japonca değildir. Boğuk bir İngilizcedir. Bozulmuş bir Japoncadır. Çöplüktür. Ve beyin bunun için özelleşir. Bu, dil çöplüğünün bir temsilini yaratır. Ve çocuk buna takılıp kalır.
Artık çöplük sadece kulakta olmaz. Beyinde de olur. Beynin kendisi gürültülü olabilir. Çoğunlukla gürültülüdür. Bunu daha gürültülü yapabilen pek çok kalıtımsal kusur vardır. Ve böyle bir beyni olan bir çocuk için anadil bozulmuştur. Bu İngilizce değildir. Gürültülü İngilizcedir. Ve bu, sözcüklerdeki seslerin kusurlu bir temsiliyle sonuçlanır. Farklı boşluk sabiti olan bir mekanizma ile normal olmayan farklı bir strateji. Ve böyle bir çocuğun beynine bakabilir ve bu zaman sabitlerini kaydedebilirsiniz. Bunlar yaklaşık 10 kat daha uzundur normal bir çocuktan ortalama 11 kat daha uzun sürededir. Boşluk sabitleri üç kat daha büyüktür. Böyle bir çocuğun bu alanda hafıza ve bilişsel kusurları olacaktır. Elbette olacak. Çünkü bir dilin alıcısı olarak, bunu alıyorlar ve bunu temsil ediyorlar. Ve bilgi bazında çöplüğü temsil ediyor. Ve okuma becerileri az oluyor. Çünkü okuma, sözcük seslerinin yazımsal veya görsel temsili biçimlere çevrilmesine bağlıdır. Eğer sözcük seslerinin beyindeki temsili yoksa, çeviri anlamsız olur. Ve buna ilişkin anormal bir nörolojiniz olur.
Sonra bu çocuklarda gitgide bir değerlendirmeden diğerine, dildeki işlemlerinde ve yazıdaki işlemlerinde anormal bir nöroloji kaydettik. Mesele şu ki; beyni bunun dışında eğitebilirsiniz. Bunu düşünmenin bir yolu, aslında mekanizmanın proses etme kapasitesini bunu değiştirerek yeniden düzenleyebilirsiniz. Bunu ayrıntılarıyla değiştirerek. Bu, ortalama 30 saat alır. Ve biz bugün bunu yaklaşık 430.000 çocukta başardık. Aslında yaklaşık 15.000 çocuk, biz konuşurken eğitiliyordu. Ve aslında etkilere baktığınızda, etkiler önemli düzeydeydi.
Evet, işte normal dağılıma bakıyoruz. En fazla ilgilendiklerimiz dağılımın sol tarafındaki çocuklar. Bu yaklaşık 3.000 çocuktan. Dağılımın sol tarafındaki çocukların çoğunun sağa ya da ortaya doğru hareket ettiğini görebilirsiniz. Bu onların dil becerilerinin geniş bir incelemesidir. Bu, dil için yapılmış bir IQ testi gibidir. Dağılımdaki etki, eğer Amerika’daki her çocuğu eğitirseniz, tüm dağılımı sağa doğru kaydıracak ve dağılımı daraltacaktır. Bu ciddi anlamda büyük bir etki.
Dil sanatlarında bir sınıf dolusu çocuk düşünün. Sınıfın yavaş tarafındaki çocukları düşünün. Bu çocukların çoğunu orta ya da sağ tarafa taşıyacak potansiyelimiz var. Doğru bir dil eğitimine ek olarak, bu, hafıza, biliş, konuşma akıcılığı ve konuşma üretimini de onarır. Ve bu eğitim ile dile bağlı önemli bir beceriye olanak sağlanır. Yani okuma. Ve bu, büyük ölçüde beyni onarır. Stanford ve MIT’de, UCSF’de, UCLA’da ve diğer pek çok enstitüde bilim adamlarının kullandığı çeşitli görevlerde, bir çocuğun beynine bakabilirsiniz. Ve çocuklar çeşitli dil davranışlarını ya da okuma davranışlarını yürütürken, büyük ölçüde ve çoğu çocukta nöronal tepkilerin siz başlamadan önce karmaşa içinde anormal olduğunu, alıştırmalarla normale döndüğünü görürsünüz.
Şimdi aynı yaklaşımı yaşlanmadaki problemleri ele almak için de kullanabilirsiniz. Bu kez mekanizma, becerikli bir mekanizmadan bozulmaya doğru gidiyor, düşüş gösteriyor. Beyinde gürültü artıyor. Öğrenme modülasyonu ve kontrol bozuluyor. Ve aslında böyle bir bireyin beynine bakabilirsiniz ve zaman sabiti ve uzay sabitinde, örneğin; beyin dili yeniden temsil ettiğinde, değişikliklere tanıklık edebilirsiniz. Aynen başlangıçta bir kaosun içinden gelen beyin gibi sonunda kaosa doğru geri dönüyor. Bu, hafızada, bilişte, vücudun duruş biçimine bağlı becerilerde, çeviklikte azalmalarla sonuçlanıyor. Bu, böyle bir bireyin beynini eğitebileceğinizi ortaya koyuyor. Bu, ortalama 30 saat eşit yoğunlukta eğitilen böyle bireylerin küçük bir grubu. 80 ile 90 yaşları arasındalar.
Ve gördüğünüz, kısa süreli hafızalarında, bir gecikmeden sonra bir şeyi hatırlama becerilerinde, dikkatlerini kontrol etme becerilerinde, dil becerilerinde ve görsel – uzamsal becerilerinde önemli gelişmelerdir. Bu gruptaki eğitilmiş bu bireylerin genel nöropsikolojik göstergeleri yaklaşık iki standart sapmadır. Bu, eğer dağılımın sol tarafında oturuyorsanız ve ben nöropsikolojik becerilerinize bakıyorsam, ortalama bir insanın dağılımın ortasına veya sağ tarafına doğru hareket ettiği anlamına gelir. Bu, yaşlanma riski altındaki pek çok insanın, hemen ya da daha yavaşça, artık koruma altında olduğu anlamına gelir.
Benim işim, daha büyük sayılarda yaşlı vatandaşların daha eksiksiz biçimde yardımına yetişmeye çalışmak. Çünkü bunun bu alanda, geniş bir ölçekte yapılabileceğini düşünüyorum. Aynısı çocuklar için de geçerli. İlgi alanım, bu bilimin diğer hastalıkları ele almak için nasıl irdeleneceği. Özellikle otizm ve Serebral Palsi gibi büyük çocukluk felaketleriyle ilgileniyorum. Ve ileri yaşlarda Parkinson hastalığı gibi koşullar ve şizofreni gibi diğer edinilmiş hastalıklarla.
Sizin işiniz, bu bilimle ilişkili olarak, kendi iyi işleyen öğrenme makinenizi nasıl devam ettireceğiniz. Ve elbette, öğrenmenin sürekli bir parçası olduğu, düzenli bir yaşam anahtardır. Ama geleceğinizde beyin aerobiği de öyle. Buna hazır olun. Bu, çok uzak olmayan bir gelecekte, her yaşamın bir parçası olacak. Aynen çağdaş dönemde, fiziksel egzersizin her düzenli yaşamın bir parçası olması gibi. Sizler için önemli olan bu literatürü ve bilimi eninde sonunda dikkate alacağımız bir diğer yön, kendinizi nasıl yetiştireceğiniz. Şimdi biliyorsunuz ki, bilim bize sorumluluğun sizde olduğunu; bunun sizin kontrolünüz altında olduğunu; mutluluğunuzun, sağlığınızın, becerilerinizin, kapasitenizin değişim, sürekli bir gelişme kapasitesi olduğunu ve sizin sorumlu özne ve taraf olduğunuzu söyler. Elbette pek çok insan bu öneriyi göz ardı edecektir. Bunu gerçekten anlamaları uzun zaman alacaktır. (Gülüşmeler) Evet, o başka mesele ve benim hatam değil. Tamam. Teşekkürler. (Alkışlar)