“: Bir Giriş” adlı makale, Nick Walker tarafından 2015 İlkbaharında yazılmış ve 2021 yazında revize edilip genişletilmiştir. Bu makale, Neuroqueer Kuramı ve Neuroqueer teriminin anlamı hakkında temel bilgiler sunmayı amaçlamaktadır. Nick Walker’ın çalışmalarına atıfta bulunurken zamirlerinin “o” olduğu belirtilmiştir.
Neuroqueer Nedir?
Neuroqueer terimi, “neurodiversite” (sinirsel çeşitlilik) kavramıyla queer teorinin birleşimini ifade eder. Bu, sinirsel çeşitliliği, normlardan sapma ve çeşitlilik içindeki farklılıkları anlamak ve değerlendirmek anlamına gelir. Neuroqueer, sadece tipik normlara uymayan sinirsel yapıları değil, aynı zamanda toplumsal normlara karşı çıkan, heteronormativitenin ve cinsiyet normlarının dışında kalan bireyleri de kapsar.
Nick Walker ve Makalenin Amacı
Nick Walker, bu makalede Neuroqueer Kuramı’na dair temel bilgileri sunmayı amaçlamaktadır. Yazar, çalışmasının tam ve alıntı yapılabilir versiyonunun “Neuroqueer Heresies” adlı kitabında bulunduğunu belirtir. Makale, sadece kısa bir giriş niteliğindedir ve tam açıklama için ilgili kitaba başvurulması önerilir. Walker, zamirlerinin “o” olduğunu belirtir ve çalışmalarına atıfta bulunanların bu detayı hatırlamalarını ister.
Neuroqueer Teorisi ve “Olasılık Ufku”
Neuroqueer Teorisi’nin temel açıklaması, “Olasılık Ufku: Neuroqueer Teorisi Üzerine Bazı Notlar” adlı oldukça uzun makalede bulunur. Bu makale, konuyla ilgili bilimsel çalışmalar yapacak olanlar için temel bir kaynak olarak öne çıkar. Walker, bu makalenin Neuroqueer Teorisi hakkında detaylı bilgiler içerdiğini vurgular.
Bu giriş makalesi, Neuroqueer kavramını tanıtarak, temel ilkelerini özetlemekte ve ilgilenen okuyuculara daha kapsamlı bilgi edinme fırsatı sunmaktadır. Walker’ın eserleri, sinirsel çeşitlilik ve cinsiyet normlarına karşı duran bir perspektiften ele alınan önemli teorik düzenlemeler sunmaktadır.
2008 baharında yüksek lisans dersi için yazdığınız makalede icat ettiğiniz Neuroqueer terimi, sonraki yıllarda lisansüstü makalelerinizde, özel konuşmalarınızda ve düşüncelerinizin gelişimi sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Bu terim, düşüncelerinizi somutlaştırmada ve yaşam yaklaşımınızı şekillendirmede giderek daha fazla etkili olmuştur. Neuroqueer veya nöroqueering kavramını, her zaman önce bir fiil olarak, ardından bir sıfat olarak gördüğünüzü belirtirsiniz.
2012 yılında nöroçeşitlilik üzerine yazılarınızdan bazılarını yayınlamaya başladığınızda, Neuroqueer terimini henüz dünyaya duyurmaya hazır hissetmediğinizi ifade edersiniz. Bu terimin nüanslarını ve derin sonuçlarını düşünmek için daha fazla zaman geçirmeyi tercih etmişsiniz. Ancak, 2014’ün başlarında, otistik blog yazarlarına yönelik küçük bir özel Facebook grubunda bu terimi paylaştığınızda, arkadaşınız ve meslektaşınız Athena Lynn Michaels-Dillon’un da bağımsız olarak bu terimi ortaya çıkardığını ve aynı zamanda onunla oynadığını keşfetmişsiniz.
Bu süreç içinde, Neuroqueer teriminin ortaya çıkmasına katkıda bulunan bir başka meslektaşınız Remi Yergeau ile de tanıştığınızı belirtirsiniz. Remi, kendisinin bu terimi yeni keşfetmiş olmasına rağmen, “nörolojik queerlik” kavramıyla oynarken benzer ve uyumlu düşüncelere sahip olduklarını açıklamıştır.
Bu sürecin, Neuroqueer teriminin ortaya çıkması ve yayınlanması için olgunlaşma ve derinleşme süreci olduğunu vurgularsınız. Arkadaşlarınız ve meslektaşlarınızla yapılan bu etkileşimler, terimin karmaşıklığını ve zenginliğini artırmış, aynı zamanda nöroqueer kavramının farklı yönlerini keşfetme fırsatı sunmuştur. Bu terim, nörodiversite ve cinsel yönelim gibi konularda toplumun algısını ve anlayışını zenginleştirmeye yönelik önemli bir araç olarak gelişmiştir.
Athena, Remi ve sizin – bu sohbetten ilham alarak – Neuroqueer terimini ve bu terimle tanımlanan kavram ve uygulamaları kamusal çalışmalarınıza, topluluklarınıza ve geniş kültüre tanıtmaya karar verdiniz. Athena ve siz, arkadaşınız B. Martin Allen ve diğerleriyle birlikte, nöroqueer temalı kitaplar, özellikle yıllık Spoon Knife çok türlü nöroqueer antoloji de dahil olmak üzere, bağımsız işçi mülkiyetindeki yayınevi Autonomous Press’i ve onun NeuroQueer Books yayınevini kurarak bu terimi daha da yaymaya karar verdiniz.
Ancak, bu yeni terimi ilk kez tartıştığınız küçük Facebook grubundaki diğer üyelerin, bu terime o kadar heyecanlandıkları ve hemen tükendikleri belirtilir. Neuroqueer terimi, yaratıcıları tarafından hayal edilenin ötesine geçerek hızla ve kontrolsüz bir şekilde yayıldı. Bu sadece queer ve nörolojik açıdan farklı sosyal medya alanlarında değil, aynı zamanda akademik makalelerde ve beklenmeyen yerlerde de karşımıza çıkmaya başladı.
Yazının bir bölümünde, California Integral Araştırmaları Enstitüsü’nde verdiğiniz bir nöroçeşitlilik dersinde, bir lisans öğrencisinin size nöroqueer terimini sorması üzerine yaşadığınız anı paylaşıyorsunuz. Bu, terimin hızlı bir şekilde ne kadar yayıldığını ve insanların farkındalığını artırdığını gösteren anlamlı bir örnek olarak kullanılır.
Ancak, terimin beklenenden daha dar ve basit bir anlamda benimsenmesinin de olumsuz bir yönü olduğunu ifade ediyorsunuz. Nöroqueer terimini benimseyen birçok kişinin, asıl amacınızın ötesinde tanımlamalar yapmaya çalıştığını ve bazen terimin ana noktasını kaçırdığını belirtirsiniz. Bazı tanımlamaların dar görüşlü olduğunu ve terimin zenginliğini tam olarak yansıtmadığını düşündüğünüzü ifade edersiniz.
Bu noktada, okuyuculara neye varmak istediğinizi ve Neuroqueer teriminin gerçek anlamını daha detaylı bir şekilde açıklamanız faydalı olabilir. Terimin özü, nörodiversite ve cinsel yönelim gibi konularda toplumsal algıyı zenginleştirmeye yönelik bir araç olarak nasıl kullanıldığına dair daha fazla ayrıntı sunabilirsiniz.
Her şeyden önce şunu kabul etmeliyim ki, nöroqueer’in “otoriter” bir tanımını oluşturmaya yönelik herhangi bir çaba, bir bakıma doğası gereği başarısızlığa mahkum ve gülünçtür; çünkü kendilerini nöroqueer olarak tanımlayan ve nöroqueering ile uğraşan türden insanlar, nöroqueerlikten keyif alan türde insanlar olma eğilimindedir. tanımları, kavramları ve otoriteyi yıkmakta.
Bununla birlikte, aşağıdaki sekiz maddelik tanım, var olması muhtemel olan “yetkili” (veya en azından yaratıcının yetkilendirdiği) tanıma en yakın şeydir. Bunu, kavramın diğer yaratıcılarının katkısı ve onayı ile yazdım; yani bu, tüm yaratıcıların hemfikir olduğu, sadece doğru değil, aynı zamanda çeşitli uygulamaları ve yöntemleri de kapsadığı tek tanımdır . üçümüzden herhangi biri bu kelimenin kapsamasını amaçlamıştı.
Başlangıçta Neuroqueer’i bir fiil olarak tasarlamıştım : Neuroqueering, aynı anda hem nöronormativiteyi hem de heteronormativiteyi queerleştirme (yıkma, meydan okuma, bozma, kendini özgürleştirme) uygulaması olarak tasarlamıştım. Queer Teorisinde queer’in fiil olarak kullanılma şeklinin bir uzantısıydı ; Queer Teorinin queerlik kavramsallaştırmasını, nörobilişsel normların yanı sıra toplumsal cinsiyet normlarının da queerleştirilmesini kapsayacak şekilde genişletiyordum ve bu süreçte, sosyal olarak empoze edilen nöronormativite ile sosyal olarak empoze edilen heteronormativitenin birbiriyle nasıl iç içe geçtiğini ve nasıl bu iki normatiflik biçiminden birinin diğerinin tuhaflığıyla iç içe geçmiş ve onunla harmanlanmış tuhaflığı.
Yani, Neuroqueer önce bir fiildi, daha sonra, kökündeki queer kelimesi gibi , aynı zamanda bir sıfat oldu. Hatta bu terimi 2008 yılında kullandığım ilk makalemde bile onu hem fiil hem de sıfat olarak kullandım. Bir fiil olarak, birbiriyle ilişkili geniş bir uygulama yelpazesine atıfta bulunur. Sıfat olarak, bu uygulamalarla ilişkili olan veya bu uygulamalardan kaynaklanan şeyleri tanımlar: nöroqueer teori, nöroqueer perspektifler, nöroqueer somutlaşmalar, nöroqueer anlatılar, nöroqueer edebiyat, nöroqueer sanat, nöroqueer kültür, nöroqueer alanlar.
Neuroqueer, queer teriminin sıfat biçimine benzer şekilde, toplumsal kimliğin bir etiketi olarak kullanılabilir. Bir kişi nöroqueer olabilir ve bu terim, cinsiyeti, cinsel yönelimi veya nörobilişsel işleyiş tarzı ne olursa olsun, kimliğini, benliğini, cinsiyet performansını ve/veya nörobilişsel stilini nöroqueering uygulamalarına katılımıyla şekillendiren herhangi bir bireyi tanımlar.
Bu tanıma daha öz bir şekilde şu şekilde de yaklaşılabilir: Eğer bir birey nöroqueer ise, o kişi nöroqueerdir.
Ancak, Neuroqueer kavramının bir fiil olarak kullanımı da önemlidir. Neuroqueering, bir kişinin nörolojik yapıları, kimliği veya deneyimleriyle oynamak ve bunları dönüştürmek anlamına gelir. Bu bağlamda, nöroqueering, bireyin nörolojik kimliğini sorgulamak, geleneksel normlara meydan okumak ve kendi nörodiverjansını benimsemek için çeşitli uygulamaları içerir.
Nöroqueering uygulamaları arasında, nörodiverjansın kutlanması, nörodiverse bireylerin kendi benliklerini ifade etmelerine destek olma, geleneksel normlara karşı çıkma ve nöroçeşitliliği teşvik etme gibi eylemler bulunabilir. Aynı zamanda, kişisel ve toplumsal düzeyde nörodiversiteye saygı gösterme ve bu çeşitliliği zenginleştirmek amacıyla çeşitli alanlarda farkındalık yaratma da nöroqueering uygulamalarına dahil olabilir.
Bu bağlamda, Neuroqueer kavramı, bireyin nörolojik kimliğiyle ve deneyimleriyle kucaklaşmasını, sorgulamasını ve dönüştürmesini ifade eden bir terim olarak hem sıfat hem de fiil olarak önemli bir rol oynar.
Nöroqueer deneyimi, hem nörodivergent hem de queer kimliğinin birleşimini içeren bir anlam bütünlüğünü ifade eder. Bu deneyimi anlamak ve yaşamak, bilinçli farkındalıkla ve aktif araştırmayla şekillenir. Bu bağlamda, nöroqueerlik, bir kişinin varlığının bu iki yönünün iç içe geçtiği, etkileşime girdiği ve hatta birbirini oluşturduğu bir anlayışı ifade eder.
Nöroqueer olmak, nörodiverjansın, cinsiyet, cinsellik, etnik köken ve/veya kimlik gibi diğer yönlerle etkileşim içinde nasıl somutlaştırılabileceğini ve ifade edilebileceğini anlamak anlamına gelir. Bu, bireyin kendine özgü tuhaf potansiyellerini ve eğilimlerini tam bir şekilde ifade etme kapasitesini geri kazanma amacını taşır. Bu süreç, kişinin kültürel koşullanmasını geri almayı, kökleşmiş normlara meydan okumayı ve bu normları yıkmayı hedefleyen nöroqueering uygulamalarını içerir.
Nöroqueer deneyimi aynı zamanda kişinin nörobilişsel süreçlerini kasıtlı olarak değiştirerek nörodiversitenin normlardan farklılığını artırmaya yönelik çabalarını içerir. Bu, nöronormativite ve heteronormativitenin geçerli kültürel standartlarından sapmak için bilinçli bir çaba anlamına gelir.
Aynı zamanda, nöroqueer deneyimi, queer teorisi, toplumsal cinsiyet çalışmaları veya queer aktivizmin etkilerinden esinlenen bir yaklaşımı benimseme anlamına gelir. Bu, nöroqueerliğin bir queerlik biçimi olarak ele alınması, ifadesi ve deneyimlenmesi anlamına gelir.
Nöroqueer deneyimleri, edebiyat, sanat, bilim ve diğer kültürel eserler aracılığıyla kişisel bakış açılarını ve seslerini ortaya çıkarır. Bu, nöroqueerliğin zengin bir kültürel dokuya katkıda bulunma potansiyelini yansıtır.
Bu uygulamaların kabul gördüğü, desteklendiği ve teşvik edildiği alanlar ve topluluklar yaratmak amacıyla çalışmak, nihayetinde bir toplumu dönüştürmek anlamına gelir. Bu, sosyal ve kültürel ortamları, nöroqueering uygulamalarına uygun bir şekilde değiştirmeye yönelik bir çaba içerir.
Ancak, bu tanımın bir “son söz” olmadığını, daha çok bir “ilk kelime” olduğunu vurgularsınız. Bu tanım, ileriye yönelik teori, pratik ve oyunun gelişeceği geniş bir “çalışma tanımı” olarak kabul edilmelidir. Son olarak, “Mutlu nöroqueering!” ifadesiyle yazıyı sonlandırarak, nöroqueering’in neşeli ve kucaklayıcı bir deneyim olmasını diler.