Psychology Today Ekibi tarafından incelendi
Otizm, bilgi işleme yeteneklerini etkileyen gelişimsel bir bozukluktur. Otizmli bireyler genellikle sosyal ve iletişim becerilerinde zorluklar yaşarlar, ilgi alanları sınırlıdır ve tekrarlayan davranışlarda bulunma eğilimindedirler. Ayrıca, duyusal uyarıcılara karşı hassasiyet veya rahatsızlık hissedebilirler.
Otizmin belirtileri büyük ölçüde değişiklik gösterir, bu nedenle bu durum, Otizm Spektrum Bozukluğu olarak adlandırılan bir spektrumda yer alır. Asperger sendromu, “yüksek işlevli” otizmi ifade eder, ancak artık resmi bir teşhis terimi değildir.
Otizm genellikle iki yaşına kadar ortaya çıkar. CDC’ye göre, otizm erkeklerde kadınlara göre dört kat daha sık teşhis edilir, ancak kadınlar sıklıkla gözden kaçırılır ve yanlış teşhis edilir. Son 20 yılda otizm tanısı alan çocuklarda artış yaşanmıştır; ancak bu artışın tanısal farkındalıktaki bir iyileşme mi yoksa gerçek bir artış mı olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur.
Otizmin tam olarak neyin sebep olduğunu anlamak zordur. Genetik faktörlerin etkisi olduğu düşünülmektedir, çünkü otizmli bir kardeşi olan bireylerde otizm görülme olasılığı daha yüksektir. Otizm ayrıca yaşlı ebeveynlere sahip bireylerde daha yaygındır. Diğer risk faktörleri arasında çok düşük doğum ağırlığı ve bazı genetik rahatsızlıklar bulunmaktadır.
Otizmin spesifik bir tedavisi yoktur, ancak bireyin semptomlarına yönelik olarak farklı yaklaşımlar kullanılabilir. Erken müdahale, yapılandırılmış davranışsal, bilişsel ve iletişim terapileri gibi yöntemlerle semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir. Psikoaktif ilaçlar, belirli semptomların kontrolüne yardımcı olmak için kullanılabilir, ancak otizmi tedavi etme konusunda bir ilaç yoktur.
Otizmli çocukların ebeveynleri, çocuklarının özel ihtiyaçlarına uyum sağlamak, terapilere katılımı desteklemek ve eğitim sürecinde çocuklarının savunucusu olmak gibi bir dizi zorluğa karşı karşıya kalabilirler. Otizmli bireylerin eğitim süreci, bireyselleştirilmiş eğitim planları ve uygun destek hizmetleri ile desteklenebilir.
Otizmle ilgili olarak iş gücünde de farklı zorluklarla karşılaşılabilir. Ancak birçok şirket, otizmli bireyleri işe almak ve desteklemek konusunda çaba sarf etmektedir.
Otizm, nöroçeşitlilik hareketi kapsamında değerlendirilebilir. Bu kavram, otizmli bireylerin farklı zihinsel yeteneklere ve katkılara sahip olduğunu kutlar ve tüm beyinlerin tek bir “normal” standart olmadığını vurgular. Nöroçeşitlilik, otizmi doğal bir nörolojik varyasyon olarak kabul eder ve bu bireylerin toplumda benzersiz bir yerinin olduğunu savunur.
Otizm teorileri, bilim insanlarının otizmin kökenlerini anlamak için geliştirdikleri çeşitli fikirleri içerir. Bu teorilerden bazıları, otizmin mentalizm spektrumunun zıt uçlarında yer aldığını öne sürerken, diğerleri otizmi tipik “erkek” beyninin aşırı bir versiyonu olarak tanımlar. Ancak, otizmin nedenlerini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
https://www.psychologytoday.com/us/basics/autism