Psychology Today Ekibi tarafından incelendi
Çapsal Zihin Teorisi:
Çapsal Zihin Teorisi, otizmin ve psikozun bir spektrumun zıt uçlarında bulunduğunu öne süren bir modeldir. Bu teori, otizmin dünyayı mekanik terimlerle anlama ve başkalarının niyetlerini kavramada sınırlı yeteneklere yol açtığını savunur. Diğer yandan, psikoz başkalarının niyetlerini aşırı yorumlama eğilimindedir ve bu durum zihinsel sağlığı etkileyen bir diğer uçtur.
Damgalanmış Beyin Teorisi:
Damgalanmış Beyin Teorisi, otizm ve psikoz arasındaki farklılıkları genetik kökenlere bağlar. Bu teoriye göre, otizm babadan gelen gen ifadesinin daha fazla olmasından kaynaklanırken, psikoz anneden gelen gen ifadesinin daha fazla olmasından kaynaklanır. Bu durum, damgalanmış genlerin beyin gelişimini nasıl etkilediği üzerine odaklanır.
Çapsal Zihin Teorisi ve Savant Sendromu:
Çapsal Zihin Teorisi, otizm ve psikoz arasında bir spektrum önerdiği için, savant sendromunu da bu çerçevede açıklar. Savant sendromu, belirli alanlarda olağanüstü yeteneklere sahip olma durumunu ifade eder. Bu teori, otizm ve psikozun belirli düşünme stillerinin bir sonucu olduğunu ve bu düşünme stillerinin farklı alanlarda ortaya çıkabilecek özel yeteneklere yol açabileceğini öne sürer.
Damgalanmış Beyin Teorisi ile İlişkisi:
Damgalanmış Beyin Teorisi, genetik faktörleri vurgular ve otizmin ve psikozun nasıl ortaya çıktığını açıklamaya çalışırken, Çapsal Zihin Teorisi, bu durumları birbirine zıt uçlarda konumlandırarak açıklar. Damgalanmış Beyin Teorisi, genetik ifadenin beyin gelişimini nasıl etkilediğine odaklanırken, Çapsal Zihin Teorisi, otizm ve psikoz arasında bir spektrum olduğunu savunur.
Aşırı Erkek Beyni Teorisi:
Aşırı Erkek Beyni Teorisi, otizmin tarih boyunca erkeklerde kadınlara göre daha sık teşhis edilmesini ve belirli bilişsel alanlarda cinsiyete özgü farklılıkları ele alır. Bu teori, empati kurma ve sistemleştirme kavramları üzerinden otizmin erkek beyninin “aşırı” bir formunu temsil ettiğini öne sürer.
Sistematikleştirme ve Empati Kurma:
Bu teori, otizmin temelinde yatan farklı bilişsel özellikleri anlamak için sistemleştirme ve empati kurma kavramlarını kullanır. Sistematikleştirme, dünyayı sistemler halinde organize etme veya karmaşık sistemleri anlama eğilimini ifade ederken, empati kurmak, başkalarının duygularını anlama ve sosyal becerileri ifade eder.
Aşırı Erkek Beyni Teorisini Kim Geliştirdi:
İngiliz psikolog Simon Baron-Cohen, Aşırı Erkek Beyni Teorisini 1990’ların başlarında geliştirmeye başlamıştır. Sistemleştirme-empati kurma spektrumunu tasarlamış ve otizmli bireyleri bu özellikler açısından değerlendirmiştir. Baron-Cohen, otizmin erkek beyninin belirli bir formunu temsil ettiği fikrini 2002’de yayınladığı bir makalede resmen açıklamıştır.
Aşırı Erkek Beyni Teorisine Yönelik Eleştiriler:
Aşırı Erkek Beyni Teorisi, otizmin cinsiyete bağlı olarak nasıl ortaya çıktığını açıklamaya çalışırken eleştirilmiştir. Bazı eleştirmenler, bu teorinin genellemelere dayandığını ve otizmin karmaşık nedenlerini basitleştirdiğini savunmuştur. Ayrıca, rahimdeki testosteron seviyeleri ile otizm arasındaki ilişkinin kesin olmadığına dair eleştiriler de bulunmaktadır.
Sosyal Motivasyon Hipotezi:
Sosyal Motivasyon Hipotezi, otizmin temelindeki farklılıkların beynin ödül sistemindeki farklardan kaynaklandığını öne sürer. Nörotipik bireyler için sosyal etkileşimler doğası gereği ödüllendiriciyken, otizmli bireyler için sosyal etkileşimler ilgi çekici veya zorlayıcı değildir. Bu hipotez, otizmin neden sınırlı ilgi alanlarına ve dar, derin odaklanmalara sahip olduğunu açıklamaya çalışır.
Yoğun Dünya Hipotezi:
Yoğun Dünya Hipotezi, otizmli bireylerin beyin aktivitesinin arttığını ve bu artışın seçici olarak belirli uyaranlara odaklanmayı zorlaştırdığını öne sürer. Otizmli bireyler, çevrelerini nörotipik bireylerden daha yoğun veya bunaltıcı bir şekilde deneyimleyebilirler. Bu hipotez, otizmin sosyal zorluklar ve duyusal hassasiyet gibi özelliklerinin aşırı aktif beyin tepkilerinden kaynaklanabileceğini öne sürer.
Ayna Nöron Hipotezi:
Ayna Nöron Hipotezi, otizmin sosyal zorluklarının ayna nöron aktivitesindeki farklılıklardan kaynaklandığını öne sürer. Ayna nöronlar, başkalarının eylemlerini anlamamıza yardımcı olan beyin hücreleridir. Otizmli bireylerde, spektrumdakilerde ayna nöron aktivitesinin azalabileceği öne sürülmüştür. Bu durum, başkalarının davranışlarını tahmin etme ve anlama konusunda zorluk yaşanmasına neden olabilir.
Bu teoriler, otizmin karmaşıklığını anlamak için farklı perspektifler sunar ve henüz kesin bir açıklama getirilememiş olsa da, araştırmacılar bu konuda daha fazla bilgi edinmeye çalışmaktadır.
https://www.psychologytoday.com/us/basics/autism/theories-autism