Semih Özgün CANKURT
Bugün günlerden 3 Aralık Dünya Engelliler Günüdür. Tüm dünyada olduğu ülkemizde de Engelliler Günü çeşitli etkinlikler ile kutlanmaktadır. Engelli birey sayısı ülkemizde dünya nüfusunun yaklaşık %15 civarındadır. Yani resmi olmayan rakamlara göre %13 düzeyinde 9 milyon engelli bireyimiz yaşamaktadır. Bunların %29’u; 0- 21 yaş , %36′ sı; 22-49 yaş , %37’siyse; 50-64 yaş arasındadır. Engel durumları göz önüne alındığında en fazla sayıyı otizmli birey oluşturmaktadır.
Ülkemizde yaşayan otizmli birey sayısı 1.5 milyon ve otizmden etkilenen aile sayısı 4.5 milyondur. Nüfusun neredeyse %10 unu oluşturmaktadır. Son yıllarda otizmle ilgili farkındalık çalışmaları yapılsa da ne yazık ki eğitim alamayan otizmli çocuk ve gencimiz bulunmaktadır. Toplumda 0- 18 yaş arasında 434.010 çocuk ve gencimiz bulunmaktadır. Bunların sadece 30.050′ si eğitim alabilmekte geri kalan 403.960 çocuk ve gencimiz eğitim mahrum olmaktadır. Bu rakamlardan utanmamız gerektiğini düşünüyorum. Otizmli çocuklarımızın tek tutunacak dal eğitim ama ne yazık ki uygulanan yanlış eğitim politikaları yüzünden yaşıtlarından geri kalmaktadır .
Son zamanlarda otizmli çocuklarımız toplum tarafından ötekilleştirilmekte, okudukları okullarda dışlanmakta, hatta şiddete maruz kalmaktadırlar. Bunların en iyi örneği Aksaray’da yaşandı. Neden Aksaray da yaşandı dersiniz ? 7 Kasım Perşemde günü Aksaray’daki Mehmetçik ilkokulun da 42 özel eğitim öğrencisinin, diğer öğrencilerin velileri tarafından yuhalanıp , okulda istemediklerini dile getirdiler. Okul Müdürü de eylemi desteklediği iddiaları arasındaydı. Olayların duyulmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı soruşturma başlatıp okul müdürü ve yardımcısını görevden aldı. Yuhalama olayına karışan veliler ve muhtar hakkında herhangi bir soruşturma ve suç duyurusunda bulunulmadı. Muhtarların temel görevi vatandaşına hizmet etmektir. Onları birbirine düşürmek değildir . Bu olay neticesinde 14 Kasım Perşembe Günü Otizmli Ailelerimiz ile birlikte Şişli Cevahir AVM de basın açıklaması yapılarak tepkilerini dile getirdiler . Basın açıklamasında ailelerimizin talepleri var onları yazımın sonuna doğru sizlerle paylaşacağım .
17 Kasım Pazar Günü Bağcılar da ikinci bir basın açıklaması ve yürüyüş yapıldı. Bu iki basın açıklaması ve yürüyüşten çıkarabileceğimiz en temel ders otizmli çocuklarımızın gençlerimizin bir birey olduklarını kabul ederek onları topluma kazandırılmasını sağlamaktır. Bu üzücü olay sadece Aksaray da yaşanmadı . Benzeri bir olay Kayseri de meydana geldi. Kayseri’de özel bir eğitim merkezinde otizmli bir gencimiz voleybol oynamak istediğini ama öğretmeninin oynatmaması sonucunda ona tepki olarak yere oturması sonrasında öğretmen ve görevlilerin şiddetine maruz kaldı . Bu olay sosyal medyada konuşuldu yazıldı . Bu olaydan sonra bir sendika başkanı çıktı dedi ki ”özel eğitim merkezinde şiddet olmadığını söyleyerek” olayı basite indirgemeye çalıştı . Acaba kendi çocuğuna aynı muamele kendi çocuğuna yapılsa ne düşünürdü merak ediyorum doğrusu .
Sizlere birazda kendimden bahsetmek isterim. İsmim Semih Özgün Cankurt. 33 yaşındayım engelli ve otizmli bir bireyim. Ailem otizmle 5 yaşındayken tanıştılar. Bir doktor arkadaşlarının benim davranışlarımı fark etmesi üzerine Çapa Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğinde tedaviye başlanıldı. Türkiye de ve Dünya da Psikiyatri alanında tanınmış olan Psikiyatri Doktoru Murat Güvençer le yolumuz keşişti. Murat Beyin bana uyguladığı tedavi neticesinde otizmin belirtilerini azaltıldı . Burada iki büyük kahraman vardı. Birisi Sayın Murat Güvençer . Diğeri ise İlkokul Öğretmenim Zehra Çeliksular ve arkadaşlarımdı . Arkadaşlarım ve Zehra Çeliksular hanımefendi benim her daim yanımda oldular, kol kanat gerdiler.
Sizse başıma gelen güzel bir olayı anlatmak isterim . Bir gün eve üzerinde Anadolu Üniversitesi yazılı bir zarf geldi postacı tarafından . Sonra zarfın içine baktığımda sayın Anadolu Üniversitesi Rektörünün benim için yazdığı güzel yazı ile karşılaştım. Sadece başarılı öğrencilere verilen onur ödülünü görünce çok şaşırdım . Çünkü böyle bir şey beklemiyordum . Çünkü İlk 10 a girmek üniversite de büyük başarıymış rektörün ifade ettiğine göre.
Yazımın ortasında bahsetmiştim . Otizmli Ailelerimizin siz değerli siyasetçilerden bazı talepleri olduğunu . Ailelerimizin siz siyasetçilerden talepleri şunlardır:
- Eğitim her çocuğun hakkın olduğunu bilmekteyiz . Bu Anayasada da belirtilmiştir. Otizmli çocuklarımızın daha iyi eğitim alabilmeleri için okullarımızda kaynaştırma sınıflarının yaygınlaştırılmasını sağlamak.
- Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezlerinin denetlenmesini kontrol altına almak .
- Otizmli çocuklarımızın iş hayatına adapte olmalarını sağlamak amacıyla İş ve Meslek Okullarının açılmasını sağlamak .
- Özel yeteneği olan çocuklarımızın, gençlerimizin spor, müzik vs gibi konularda Bakanlık ve Belediye tarafından desteklenmesini sağlamak.
- Otizmli çocuklarımız için bir sağlık reformu oluşturulmasını sağlamak. Sağlık güvencesi olmadığı için sağlık hizmeti alamayan ailelerimiz var .
- Engelli maaşlarının hane geliri yerine engelli bireyin geliri üzerine düzenleme yapılmasını sağlamak.
- Gölge Öğretmen uygulamasını okullarda yaygınlaştırılarak, otizmli çocuklarımızın daha iyi bir eğitim almalarını sağlamak .
- Alan mezunu öğretmen atamalarının yapılmasını gerçekleştirmek .
- Kamu ve Özel Sektördeki engelli kotasının %3 den %5 e çıkartılarak engelli bireylerin iş hayatına katılmalarını sağlamak .
- 2016 yılında yürürlüğe giren ancak yasalaşmayan Otizm Eylem Planının yasalara uygun hale getirip işleve koymak .
Teşekkür ederim.