
Kişisel Bakış Açısı: Otizmli yetişkinler sıklıkla sağlıksız ilişkilerle mücadele eder.
21 Nisan 2023’te yayınlandı | Tyler Woods tarafından değerlendirildi
Başlık: Otizm ve Sosyal Etkileşimler: Sağlıklı İlişkileri Anlamak
Sevgili Okuyucular,
Otizm, sosyal iletişimde ve etkileşimlerde kalıcı eksiklikler ve tekrarlayan davranış veya ilgi kalıplarının kısıtlı olması olarak tanımlanır (DSM-V-TR, 2023). Genellikle çocukluk döneminde bu eksikliklerin nasıl göründüğü hakkında yaygın bir anlayışa sahibiz, ancak yetişkinlik döneminde otizmin sosyal etkileşimleri nasıl etkilediği konusunda pek bilgi sahibi değiliz.
Çoğu otizmli yetişkin, erken yaşlardan itibaren otistik özelliklerini gizleme ve nörotipik normlara uyma konusunda eğitildiği için, dışarıdan bakıldığında nörotipik bir davranış sergiler. Bu, otizmli bireylerin iç dünyalarını, doğal eğilimlerini ve ihtiyaçlarını bastırmayı öğrenmelerine yol açar. Otizmli çocuklara sosyal normlar ve beklentiler öğretilirken, bu mesajlar genellikle “normal” olmadıkları için doğrudan kabul edilmemeleri gerektiğini öne sürer.
Eğitim süreci, otizmli bireylerin içgüdülerini, ihtiyaçlarını ve güvenlik alanlarını bastırma eğiliminde olduklarını ve sosyal etkileşimlerdeki güvenlik ve tehlike işaretlerini okuma konusunda eksik olduklarını öğrenmelerine neden olur. Bu durum, yetişkin yaşamlarında sağlıksız, istismarcı ve toksik ilişkilerin gelişebileceği bir zemin hazırlar.
Çocukluktan itibaren otizmli bireylere yöneltilen acımasız mesajlar, genellikle kendilerini eksik hissetmelerine ve bu nedenle normal olmaya çalışmalarına yol açar. Ebeveynler, öğretmenler ve akranlar tarafından “zor”, “yanlış” veya “tuhaf” olarak etiketlenen otizmli bireyler, sosyal beceri eğitimi ve uyum sağlama çabalarına yönlendirilirler. Bu süreç, otizmli bireylerin doğal eğilimlerini bastırmalarına, içsel yetersizlik hissetmelerine ve sağlıksız ilişkiler kurmalarına neden olabilir.
Otizmli yetişkinlerde sosyal etkileşim eksiklikleri genellikle sağlıksız ilişkiler ve toplumsal bozukluklar zincirine yol açar. Otizmli bireylerin çoğu, istismar edici ilişkilere yatkındır ve sağlıklı ilişkilerle aralarındaki farkı anlama konusunda zorlanabilirler. Bu durum, otizmli bireylerin sağlıklı sınırlar koyma ve kendi ihtiyaçlarına değer verme becerilerini geliştirmelerini engeller.
Tedavi sürecinde, otizmli yetişkinlere sosyal etkileşimlerdeki tehlike işaretlerini tanımaları, istismarı ve aldatmayı fark etmeleri, sağlıklı sınırlar koymaları ve sağlıklı ilişkileri sürdürmeyi öğreten bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Bu, sadece sosyal beceri eğitimine odaklanmak yerine, otizmli bireylerin sosyal etkileşimlerde sağlıklı ve güvenli olmalarını destekleyen bir çerçeve sunar.
Otizmli yetişkinlere yardımcı olmak, onların içsel dünyalarını anlamak, kendilerini kabul etmelerine ve sağlıklı ilişkiler kurmalarına destek olmakla mümkündür. Toplumun, otizmli bireylere yönelik ön yargıları ve stereotipleri aşması, empati göstermesi ve farklılıkları kabul etmesi de bu sürecin önemli bir parçasıdır.
Unutmayalım ki otizmli bireylerin sağlıklı ilişkiler kurma ve topluma entegre olma yetenekleri, doğru destek ve anlayışla geliştirilebilir.
Sevgiler, [Adınız]
https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-forgotten-women/202304/the-reality-of-adults-with-autism